Vajinismus nedir?
Vajinismus, vajina kaslarının istem dışı kasılmasıyla cinsel birleşmeye engel olan psikolojik bir rahatsızlıktır.Kasılma ve gerilmeler istemsiz olmakla birlikte birleşme acılı hale gelir ve imkânsız olmaya başlar.Günümüzde Türkiye’de de sıklıkla görülen bu psikolojik rahatsızlık cinsel doyumu, evlilik ve ilişki kurumunu ve yaşam kalitesini fazlasıyla etkiler.Tedavisi mümkün olan vajinismus danışanın düşüncelerinde yanlış bilinenleri doğrularıyla değiştirerek kalıcı çözüm sağlanabilecek bir rahatsızlıktır.
Vajinismus neden oluşur?
Birden fazla nedeni olabileceği gibi kesin bir nedeni de yoktur.Olayın köküne baktığımızda bilgi eksikliği ve yanlış öğretilen hatta öğretilmeyen cinselliği gösterebiliriz.Anatomik bilgi eksikliği, kişinin kendi vücudunu beğenmemesi, geçmişteki travmalar, yüksek kaygı, katı dini öğretiler, güven eksikliği, bekarete verilen önemin evlilikten sonra da devam etmesi ve bağlanma korkusu gibi nedenler sayılabilir.Toplum olarak cinsellikle ilgili bilgi edinmek yerine başkalarından duyduğumuz mitlere inanma eğilimindeyiz üstüne cinselliğin konuşulmadığı evlerde büyüyerek doğru olanı bilmiyor ve korkularımızla kapatıyoruz.Kendi cinsel organını tanımayan, evleninceye ya da ilk ilişkisine girinceye kadar bu konu hakkında konuşulması bile yasak olan baskıcı bir ortamda yetişmiş kişilerin bir anda bu duruma alışmasını beklemek çok da mantıklı olmayacaktır.Kadın ağrı, kanama, vajinanın küçük olmasından korkabilir ki bunlar anatomik bilginin verilmesiyle kaybolabilecek korkulardır.İlk cinsel deneyimin ağrılı olacağı, kanamanın fazla olacağı ya da kanama olacağı vb. korkular kulaktan öğrenilmiş tecrübe eksikliğinden kaynaklanan korkulardır.Ne yazık ki toplum daha küçük yaştan kadını cinselliğe karşı yanlış, günah, kötü diye alıştırırken doğru bilgiyi vermeyi unutur.Katı kurallar ve yasaklarla büyüyen kişi cinselliğe de kötü, günah, yanlış diye bakmış olur.Kendisini buna hazırlar yani cinselliği yaşamaktan suçluluk hisseder korku yaşar.
Oysaki korkular yalnızca kafamızın içinde oluşturduğumuz sanrılardır.Korkuyu yaratan toplumun öğrettiği ilk yanlış düşüncelerdir.Kaygı ve korkulara neden olan gerçekdışı bu sanrıları doğru cinsel ve psikolojik eğitimle ortadan kaldırabiliriz.Hatalı ve yanlış inançları doğrularıyla değiştirmek kişinin tercihi olduğu gibi cinselliği yaşamak da kişinin tercihidir.Kişi eğer bu konuda travma yaşamışsa (taciz, tecavüz) vajinusmus ortaya çıkabilir.
Bir diğer önemli konu kişinin kendini ve cinsel organını beğenmemesidir ki bu durumda unutulmamalıdır ki farklı olmak kötü ya da çirkin olmak değildir.Kişinin yüksek kaygı taşımasına neden olan bir neden de pornografik film ya da komşu, arkadaştan edinilen bilgilerle gerçek hayattaki cinselliği aynı sanılmasıdır.Herkesin hayatı, düşünceleri, zevkleri, haz noktaları ve beğenileri doğal olarak da cinsellikleri farklıdır.Bu noktada en önemli unsur bu ayrımı yapabilmektir aksi takdirde performans ansksiyetesi, eşin kendisini beğenmeyeceği korkusu vajinismusa yol açar.Vajinismustan bahsediyorsak bir partnerden de bahsetmiş oluyoruz.Kadın partneri tarafından beğenilmeme,sadakatsizlik, şiddet,huzursuzluk, bağlanma korkusu yaşıyorsa da bunu neden olarak görebiliriz.Burada ilişkisinde mutlu olmayan bir çifti cinsellik ne kadar bir araya getirebilir sorusu akla getirmeliyiz.Üstelik vajinismus geliştirmiş bir kadında iyileşme ve tedavi aşamasında partner desteği çok büyük etkiye sahiptir.Primer türde gelişen vajinismusta partner destekleyici değil de aşağılayıcı ya da korkutan bir tavır tercih etmişse kadının kaygı seviyesi artacağı için diğer denemelerinde de korkuyla hareket ederek bu sorunu yaşamaya devam eder.Bu sebeple vajinismus ne kadar erken saptanır ve tedavi edilirse kişiye ve kişinin ilişkisine o kadar az etki edecektir.Partnerin yapması gereken sabırla doğru zamanı beklemek tedavi esnasında gerekenleri yapmak ve eşini desteklemektir.En çok ihtiyacımız olan şey ise okullarda ve evlerde cinsel eğitimin verilmesidir.Aksi takdirde yanlış öğrendiklerimizle kaygılanıp hayat kalitemizin düşmesini izlemek olacak gibi görünüyor.
YORUMLAR:
0 comments: