Bu Blogda Ara

slider

Son Paylaşılan

Navigation

PANDEMİ DÖNEMİNDE PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK

PANDEMİ DÖNEMİNDE PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK

Covid-19 pandemisi, bir yılı aşkın süredir tüm dünyada sağlık başta olmak üzere ekonomi, eğitim gibi birçok alanı etkisi altına aldı. Bu süreçte hepimizin yaşamına “karantinada olmak” ve “fiziksel izolasyon” gibi yeni kavramlar girdi. Yapılan araştırmalar, karantina sürecinin psikolojik sağlığımızı olumsuz etkilediğini göstermekte. Örneğin MIT ve Chiago üniversitelerinde yapılan çalışmalar diğer insanlarla iletişimleri sınırlanan yani izolasyon yaşayan bireylerin beyinlerinin uzun süre aç kalanlar ile aynı tepkiyi verdiğini göstermiştir. Dolayısıyla bu süreçte yaşadığımız olumsuz duygular beynimizin normal bir tepkisi olarak ortaya çıkıyor. Kaygı, kızgınlık ve öfke bu süreçte yoğun olarak hissettiğimiz duygular iken kimi zaman gerçekçi olmayan düşünceler de bu duygulara eşlik edebiliyor.


Karantinanın olumsuz etkileriyle baş edebilmek için öncelikle stres faktörlerini tanımamız gerekiyor. Karantinanın süresinin bu kadar uzun olması stresi tetikleyen temel faktörlerden biri olarak karşımıza çıkmakta. Çünkü hiç birimizin yaşamı daha önce bu kadar uzun süre kısıtlanmadı. Bulaş korkusu (kendisine/yakınına) bir diğer stres faktörü. Hem kendimiz hem yakınlarımız için oldukça endişelendiğimiz bu süreç kaygı ve korkularımızı tetiklemekte. Hapsedilmişlik hissi ve rutinlerimizin bozulmasının yanında okullarımızdan, arkadaşlarımızdan, çalışma ortamlarımızdan uzak kalmamız yaşamımızın yeni düzenine ayak uydurma çabası bizler için uzun zamandır can sıkıntısı oluşturmakta. Bazen tüm bu sıkıntılara maske, eldiven ya da gıda, barınma gibi temel ihtiyaçlara ulaşmadaki zorluklar da eklenince bu süreçle baş etmek daha da zorlaşabiliyor. Salgın ile ilgili yeterince bilgi sahibi olmamak (bulaş yolları, alınması gereken tedbirler vb.) da bu süreçte yaşadığımız stresi arttıran önemli bir faktör. Bu konuda yapılan araştırmalar pandemi süreciyle ilgili bilgi edinme düzeyi yüksek olanların daha az kaygı yaşadığını göstermektedir. Burada güvenilir kaynaklardan bilgi edinmek oldukça önemli çünkü internette bilgi kirliliği de oldukça fazla ve güvenilir olmayan kaynaklardan elde edilen bu bilgiler bizleri daha da kaygılandırabilmekte. Bir diğer stres faktörü ise hastalığa yakalanmış veya yakalanma riski olan kişilerin yaşadığı etiketlenme durumu. Sağlık çalışanları başta olmak üzere birçok kişi bulaş korkusu ile bazı ayrımcılıklara maruz kalabilmekte ve bu durum pandeminin yarattığı stresi daha da attırabilmektedir.


Peki çoğu insan bu süreci yoğun olarak olumsuz duygular ile geçirirken bazıları nasıl daha kolay baş edebiliyor? Burada “psikolojik sağlamlık” kavramı devreye girmekte. Psikolojik sağlamlık, oldukça zor koşullara rağmen, kişinin bu olumsuz koşulların üstesinden başarıyla gelebilme ve uyum sağlayabilme yeteneği olarak tanımlanmaktadır.Kendini toparlama gücü, psikolojik dayanıklılık ya da yılmazlık olarak da adlandırılan psikolojik sağlamlık kavramını açıklarken hacıyatmaz örneğinden bahsedilir. Psikolojik sağlamlığı yüksek kişiler, zorlu yaşam olayları karşısında tıpkı bir hacı yatmaz gibi sallanır fakat yıkılmazlar. Eğer yaşamımızdaki zorlu durumlarla baş edecek yeterli donanımımız yok ise duygusal dengemiz bozulur, içsel gerilimimiz artar, ruhsal ya da fizyolojik rahatsızlıklar yaşayabiliriz.


Pandemi Döneminde psikolojik sağlamlığı arttırmak için neler yapabiliriz?


Gevşeme egzersizleri ve Nefes egzersizleri) kişinin zindeliğini desteklerken, psikolojik sağlamlığını da güçlendirir.


Bu süreçte yaptığımız, düşündüğümüz ve hissettiklerimizin artılarını ve eksilerini bir not defterine yazabiliriz. Böylece işlevsiz olup işimize yaramayanları fark edip değiştirebiliriz.

İşlevli düşünceleri fark edip bunlara alternatifler üreterek olumlu düşüncelerimizi arttırabiliriz.


Bir salgın hastalık riski altındayken kendimiz ve yakınlarımız için yapmamız gereken ilk şey korona virüs (COVID-19) hakkında doğru kaynaklardan bilgi almaktır. 

 

Medyadaki bilgi kirliliğine dikkat ederek, kısıtlama yapabiliriz.


Karantina öncesi rutinleri korumak önemli. Bu nedenle sabah kalkış saati, kişisel bakım, yeme öğünleri, egzersiz vb. rutinlerin olabildiğince sürdürülmesi bu süreçte önemli.


Sosyal çevremizden fiziksel olarak uzaklaşmış olsak da mesajlaşma, görüntülü konuşma, evde aile toplantıları, küçük oyunlar ve etkinlikler ile ilişkileri sürdürmek ve kuvvetlendirmek bize iyi gelecektir.


Olumsuz bir biçimde tıkanıp kalmaktansa bu değişim sürecini değerlendirebilmek için yeni alternatifler bulma yolunda önemli adımlar atabiliriz. Yeni hobiler, ya da şimdiye kadar zaman bulamadığımız yeni aktivitelere odaklanarak kendimizi geliştirebiliriz.

 

Tüm bunlara rağmen hala kendimizi iyi hissetmiyorsak bir ruh sağlığı uzmanından online ya da yüz yüze profesyonel destek alabiliriz.


Dr. Melda M. ERBAŞ

Psikolojik Danışman

PAYLAŞ
Banner

Dr. Melda ERBAŞ

YORUMLAR:

0 comments: