Bu Blogda Ara

slider

Son Paylaşılan

Navigation

"Lütfen Işıkları kapatma patron!" (YEŞİL YOL)

 Gerçek hikâyesi ve muhteşem oyunculuklarıyla tarihin en iyi filmleri arasında gösterin Yeşil Yol, suç ve dram temalarının yanı sıra duygusal bir konuyu fantastik olarak  işlemesi, birçok filmseverin en sevdiği filmler arasında yerini almaktadır. Benim de en sevdiğim yapımlar arasında yerini alan 1999 yapımı film, Stephen King’in aynı isimli romanından uyarlanmıştır. Yeşil yol filmin yönetmenliğini Frank Darabont üstlenmiştir. Bir filmi film yapan en önemli kişi tabi ki de yönetmeni ve Yeşil Yolu Darabont tan daha iyi kimse yönetemezdi.

Bir hapishanede gardiyanlık yapan Paul Edgecomb (Tom Hanks) o yıl hayatında her zaman hatırlayacağı John Coffey  (Michael Clark Dunkan) ile tanışacaktır. Coffey iki kızı öldürmekten  yargılanacak ve idam cezasına çarptırılacak. Ve Edgecomb un hapishanesine düşecektir. Uzun yıllardır birçok kişiyi elektrikli sandalyede idam eden Paul un yapacağı en zor infazdır. 

Coffey kocaman görüntüsü altında merhameti, iyiliği ve acıları saklayan olağan üstü güçlere sahip olan biridir. Yüreği de en az kendi gibi kocamandır. Ve benim en büyük kahramanımdır kendisi. Paul da onu tanıdıkça nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu görecek ve hatta ona kaçması için bir şans da tanıyacaktır. İzlediğim zamanlarda beni en çok eğlendiren sahne Coffey’nin iļk ve tek arkadaşı olan fareyle oyun oynadığı zamanlar. Ki parantez içinde belirtmeliyim ki farelerden korkarım. Ama sahne o kadar duygu yüklü ki aklıma gelmiyor. Burada filmde geçen bir sözü paylaşmadan edemeyeceğim “ gerçek sirk burası ve bizler bir avuç eğitilmiş fareyiz.”

Filmde hem çoğu sahnelerde duygulanacak hem de kendinizi sorgulayacaksınız. Sonunda hep ağladığım ve kendimi ne kadar iyi bir kalbim olduğunu sorguladığım yegane bir (bence) başyapıt. Filmi hala izlemediyseniz hemen oturup izlemelisiniz. Hayatınızdan 3 saatinizi bu filme kesinlikle vermeli ve size katkılarından dolayı teşekkür etmelisiniz.

Son olarak benim için vazgeçilmez olan birkaç diyaloğu paylaşmak istiyorum sizlerle..

“Hepimiz hakkında düşünüyorum. Kendi yeşil yolumuzda yürüyoruz, her birimiz kendi zamanında.”

"İsteseniz de istemeseniz de zaman her şeyi silip süpürüyor ve sonunda geriye sadece karanlık kalıyor."

"Gördüğüm hissettiğim acılardan yoruldum artık,patron. Yağmur altında bir ispinoz (serçe) gibi yalnız hep yollarda olmaktan yoruldum. Hiç bir zaman bana eşlik edecek, bana nereden geldiğimizi , nereye gittiğimizi ve nedenini söyleyecek bir yoldaşım olmadan. İnsanların birbirine bu kadar kötü olmalarından yoruldum. Yardım etmeye çalışıp da edemediğim o zamanlardan. Karanlıkta olmaktan yoruldum. Aşık da acıdan. Çok fazla. Sonlandırabilseydim yapardım. Ama yapamıyorum.”

PAYLAŞ
Banner

YORUMLAR:

0 comments: