Bu Blogda Ara

slider

Son Paylaşılan

Navigation

Farklı Kültürde Çocuk

FARKLI KÜLTÜRLERDE ÇOCUK

a) “Çocuğun değeri” kavramı ve anne-babaların çocuk yetiştirme tutumları arasındaki ilişki:

Geçmişten günümüze “çocuk” hep var olan ve var olacak bir olgudur. Fakat “çocuk” kavramı geçmişten günümüze anne-baba tutumları, kültürel farklılıklardan dolayı farklı değerler taşımaktadır. 

Anne-babalar çocuğun bilişsel, toplumsal ve duygusal açıdan gelişmesi için yeni bilgileri öğrenmelerini sağlayan çocuğun ilk eğitimcileridir. Çocuk anne babayla var olur. Dolayısıyla anne ve babalarının çocuklara karşı tutumları, üstlendikleri rolleri çocuğun onları model almasını sağlar. Çocuk aileden gördüklerin kendisine örnek alarak gelişir. Bundan dolayı da anne-babanın çocuğu nerde gördükleri önemlidir. 

Çocuğu sadece ekonomik değerle gören anne baba tutumuyla, onu psikolojik değer ile gören ya da onu sosyal değer olarak gören anne baba tutumu dolayısıyla farklılık gösterecektir. Anne babaların genel olarak bu tutumları toplumdan topluma farklılık gösterse de şu şekildedir; baskıcı ve otoriter tutum, koruyucu tutum, ilgisiz ve kayıtsız tutum, dengesiz ve tutarsız tutum, mükemmeliyetçi tutum, gevşek anne baba tutumu ve demokratik anne baba tutumu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Anne-babalar çocuk yetiştirirken içinde bulundukları toplum, eğitim seviyesi ve sosyo-ekonomik durum çocuk yetiştirme tutumlarını değiştirmektedir. Sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan aileler daha çok çocuklarına otoriter, baskıcı bir tutum sergilemektedirler. Sosyo-ekonomik durumu yüksek olan aileler ise çocuklarının daha özgür daha bireysel olmaları gerektiğini düşünmektedir. Gelişmiş ülkelerde demokratik aile tutumunu görmekteyiz. Gelişmiş ülkeler eğitim ve okur-yazarlık oranı olarak ve ekonomik olarak üst düzeyde olduklarından dolayı çocuklarında bireysellik ve özgürlüğe önem verdikleri görülmektedir. Anne babalar çocuklarının kendi sorumluluklarını alması gerektiğini düşünmektedirler.

Ebeveyn tutumları çocuklara verilen değerin de bir göstergesidir. Dolayısıyla değerler toplumdan topluma ve kültürden kültüre değişiklik gösterse de anne baba tutumu kendine has olabilmektedir. Çocuklarını ekonomik bir güvence olarak gören bir anne baba daha otoriter ve baskıcı bir aile ortamı sunabilir. Çünkü yaşam şartları bir otoriteden oluşmakta ve bir amaç gütmektedir. Aynı şekilde böyle bir tutum olmak zorunda değildir. Ya da çocuklarını sosyal güvence olarak gören bir aile tutumu toplumu ve toplumun düşüncelerini önemsediğinden dolayı mükemmeliyetçi ya da otoriter bir aile ortamı sunabilir. Çünkü ebeveynler sosyal olarak toplumun kendilerine bakış açılarını önemsemektedir aynı şekilde toplumda iyi bir yer edinmek de istemektedirler. Başka bir değer olarak çocukları psikolojik bir etken olarak gören ebeveyn tutumu da demokratik bir aile ortamı sunabilir. Çocuklarına karşı şartsız bir şekilde sevgi ile yaklaşan bir aile ortamı olduğundan dolayı anne baba tutumu bu yönde olabilir. Kısacası aileleri eğitim seviyesi de bu tutumları bir değere yöneltmektedir.

b) “Çocuğun değeri” kavramı ve anne-babaların çocuk yetiştirme tutumları arasındaki ilişkiyi Türk kültürü ve farklı kültürler açısından karşılaştırmalı olarak örnekler vererek inceleyelim.

Çocuğa verilen değer toplumdan topluma, kültürden kültüre ve anne-babaların eğitim düzeyine göre farklılık göstermektedir. Toplumsal yapının değişmesi, tarım toplumundan endüstri toplumuna giden süreçte ailenin yapısı değişip daha çok çekirdek aile haline gelmiştir. 

Türk toplumunda da bu değişiklikler etkisini göstermiştir. Türk toplumunda artık geleneksel aile yapısından, çağdaş aile ve tek ebeveynli ailelere kadar çeşitlilik göstermiştir. Aile yapısındaki çeşitliliğin nedeni aile bireylerinin çocukla iletişimi çocuğa karşı tutumları ve çocuğa verdiği değer açısından geçmişten günümüze birtakım değişiklikler oluşturmuştur. 

Geleneksel toplumda çocuklar korkutularak, dövülerek büyütülmekte ve özgür davranışları engellenmektedir. Özellikle babaları tarafından korkutulan çocuklar, babalarından çekinirler. Geçmişte Türk toplumunda ve hala bazı kesimlerce bu geleneksel yöntem uygulanmaktadır. Bu yönteme göre çocuk yetiştiren aileler daha fazla fiziksel cezalandırma yöntemleri uygulamaktadırlar. Başka ülkelerden örnekler verecek olursak Rus aile yapısını örnek verebiliriz. Ruslar çocukları üzerinde geleneksel değerleri vurgularlar ve genellikle kendi ebeveynlerinden gördükleri çocuk yetiştirme yöntemleri uygularlar. Aynı şekilde bu ülkede her kesimde böyle değildir. Ekonomik düzeyi yüksek olan Rus aileleri çocuklarının daha çok özgür olmalarını düşünmekte ve kendi çocuk yetiştirme yöntemlerini uygulamaktadırlar. Disiplini daha az önemli görürler. Başka örnek olarak da Mısır aile yapısını örnek verebiliriz. Mısırlılar geleneksel aile yapısına önem verirler. Hatta mısırlı annelerin çocuk yetiştirmede şöyle bir sözü vardır. “İyi çocuk yetiştirmek insanın kendi elleriyle bir çiçek dikmesine benzer. Eğer çiçek kötüyse bu annenin hatasıdır.” Söylenen sözde de anladığımız gibi çocuk yetiştirmek büyük bir çoğunlukla annenin görevidir. Buna karşılık çocuk, yaşlılıktaki yaşam sigortası olarak belirtilmemektedir. Mısırlı anneler erkek çocuklarının güçlü, cesur olmalarını beklerken, kız çocuklarının itaatkâr ve yumuşak mizaçlı olmalarını beklerler. Aynı şekilde anne babaların eğitim seviyesi ve ekonomik durumu bu tutumu değiştirmektedir.

Günümüzde çekirdek aile olmanın getirdiği bir sorun olarak anne-babaların çocukları arasında iletişim eksikliği ve buna bağlı olarak kuşaklar arası boşluk çatışmalarına neden olduğu görülmüştür. Anne babalar çocuklarla ilgili sorunlarını konuşarak daha ılımlı yaklaşarak çözmeye çalıştıkları görülmüştür. 

Türk toplumunda ekonomik değişmeler sonucu alt ve üst sosyo-ekonomik düzey aile yapıları arasında birtakım farklılıklar göstermektedir. Üst sosyo-ekonomik düzeyde olan aileler, alt sosyo-ekonomik düzeydeki ailelere göre, aile yapıları ve anne-çocuk ilişkisi daha olumlu olduğu görülmüştür. 

Türk toplumunda genel olarak çekirdek aile yaygınlığına karşın, geniş aile yapısını yeğleyen yaygın bir sosyal değer vardır. Geleneksellik içinde yetişen çocuk tek aile içinde değil akrabalık, hısımlık, komşuluk sistemi içinde büyümektedir. Bu çocuklardan beklentiler ise kişisel gereklerden çok toplumsal gereklilik değer haline gelmektedir. Geçmişten günümüze Türk toplumunun çocuğa verdiği değer çağdaş yaklaşımlardan olumlu etkilenmiştir. Günümüzde çocuğa sadece bir birey olarak değer verilip, onun tüm gelişim alanlarını destekleyen ve ona rehberlik eden birim olarak görülmeye başlanmıştır. Bununla beraber diğer kültürlere baktığımızda İsveç kültüründe, eşitlikçi ebeveynliği destekleyen aile politikaları olduğunu görürüz. İsveçliler çocuğa yapılan şiddete olumsuz bakmaktadırlar. Çocuğa fiziksel cezalar vermek yerine çocuğun davranışlarını yönetmek için bazı kısıtlamaları ve sözel kontrolü kullanmayı tercih ederler. Başka bir kültüre bakacak olursak Amerikalı anne-babalar otoriter ve izin verici tutumdan ziyade demokratik tutumu daha fazla benimserler. Bireysellik onlar için en önemli değerler arasında yer almaktadır. Amerikan kültüründe özgürlük ve bireysellik ön plandadır. Anne-baba tutumları kız erkek fark etmeksizin aynıdır.

Yukarıda farklı kültürleri ve Türk kültürünü ele alırken şunları sizlere sunmak istedim.  Gelişmiş ülkelerin çocuklarına bireyselleşme adına daha çok önem verdikleri görülmektedir. Gelişmemiş ülkelerde ise daha gelenekselci yaklaştıkları görülmektedir. Gelişmekte olan ülkeler ise çağdaş ülkeleri örnek almaktadır. Aynı şekilde yukarıda şunu da görmekteyiz; sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olan aileler çocuklarına otoriter tutumdan ziyada daha demokratik tutum sergiledikleri görülmektedir.

PAYLAŞ
Banner

YORUMLAR:

2 comments:

  1. Genel bir bilgi güzel olmuş hocam.Teşekkürler.


    (Yıldız)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim hocam. Yorumunuz için asıl ben teşekkür ederim.:)

      Sil