"İletişim" adını verebileceğimiz bilgi alışverişi, yaşamdaki önemli olaylardan birisidir. Canlılar varlıklarını sürdürebilmek için iletişimde bulunmak zorundadırlar. Bütün canlıların ihtiyaç duyduğu iletişimin insan yaşamındaki yeri ise bambaşkadır. Çünkü insan, diğer canlılardan farklı olarak, sürdürmekte olduğu iletişimleri incelemek ve geliştirmek şansına sahiptir. Şüphesiz diğer canlılar da birbirleriyle, kendilerine göre derin ve anlamlı iletişimler kuruyor olabilirler. Ancak tüm canlılar içinde yalnızca insanlar birbirlerinin rolüne girip, birbirleriyle empati kurma şansına sahiptirler. Bu şansımızı iyi kullanmak zorundayız. Empatik anlayışa sahip olmak, çatışmaksızın iletişimde bulunmak ve bunu sürdürmek, çaba ister. Kendimizi karşımızdakinin yerine koymaktan daha ötesi karşımızdaki kişiyle ruhlarımızı birleştirmek fakat o ne hissediyorsa ben de aynısını hissetmeliyim demek değildir.
Empatinin sözlük anlamına değinecek olursak başkasının duygularını anlama ve hissetme. Başkasıyla özdeşlik kurma. Duygudaşlık. Eski yunanca kökenli bir kelimedir. Duygu manasına gelen "Pathos" kelimesinden türetilmiştir.
Psikolojik danışma yaparken terapötik ilişkinin öneminin ne kadar büyük
olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Her danışman danışanıyla iyi bir terapötik ilişki
kurmak ister. Bu ilişkiyi gerçekleştirebilmek için en iyi yöntem danışanla
empati kurmaktır. Danışma sırasında yapılan duygu anlam ve içerik yansıtmaları
birer empati kurma biçimidir. Psikolojik danışmada empati kurmanın önemini bize
en iyi Rogers söyler " Danışanın özel dünyasını sanki kendi dünyasındaymış gibi
fakat niteliğini kaybetmeden hissetmek … ya da daha sade bir ifadeyle terapist
danışanın bildiklerini açıkça anladığını ve danışanın bilincinde olmadığı ancak
yaşamış olduğu duyguları terapistin anlayabilmesi" Olarak anlatmaya
çalışmıştır. Rogers'agöre terapötik ilişkinin olmassa olmazları saygı saydamlık
somutluk koşulsuz kabul ve empatidir.
Gelin şimdi de danışma yaparken danışanla nasıl
empati yapmamız gerektiğine bir bakalım
Empati yaparken ifade edilen duygunun şiddetine
dikkat etmek ve o duygunun şiddetine uygun tepki vermek gerekir. Danışan ağladığı
zaman onunla birlikte ağlamak empati kurmak demek değildir. Yada sinirlendiğinde
onu sakinleştirmeye çalışmak da onunla empati kurmak demek değildir. Bırakın danışanınız
duygularını serbestçe ifade etsin eğer edemiyorsa siz ona yardımcı olmaya
çalışın. Empati kurarken sadece danışanın sözel tepkilerine değil ses tonuna
konuşma temposuna jest ve mimiklerine duruşuna dikkat edilmesi gerekir. Danışan
öfkelendiği bir olayı anlatırken sinirden gülebilir veya çok mutlu olduğu bir
olayı anlatırken ağlayadabilir. Empati danışanın gözlerinden dünyaya bakmak
olduğu için empati kurarken nesnelliği yitirmemek danışanın korku kaygı incinme
öfke vb duygularından dolayı bunalmamak gerekir. Daha önce de bahsettiğim gibi
danışma yaparken kullanılan empatinin iki yönü vardır. Bunlar duygu ve içerik
yansıtmalarıdır. Bu yansıtmaları yapabilmek için empatik tepki düzeylerini
bilmek gerekir. Carkhuff (1969) Gazda ve arkadaşları tarafından 5 temel empati düzeyi
geliştirilmiştir fakat temel 3. Düzey sonrakilerse yüksek düzey empatiyi ifade
eder. Yani mezun olmuş her psikolojik
danışman en az 3. Düzeyde empati yapabilmelidir. Danışma sırasında empati yapmak demek danışanın
duygu ve söylediklerini yansıtırken aynısını papağan gibi tekrar etmek demek
değildir. Böyle olursa danışan anlaşılmadığını hisseder ve terepötik ilişki
kurulamaz. Öte yandan danışanın söylediklerinin içeriğini saptırıp yanlış
yansıtmalarda empati değildir. Danışanla iyi bir empati kurmak için önce
danışan iyice dinlenmelidir öğüt verme yoluna gidilmemelidir danışana neden
niçin soruları sorulmamalıdır. Empati yapmak bir nevi danışana ayna tutmaktır. Fakat bu ayna danışanı bire bir tasvir etmez. Danışanın
bilmediği özelliklerini anlamlandıramadığı duygularını anlamasına da yardımcı
olur. Bu sayede hem danışanın anlaşıldığını ona göstermiş oluruz hem de
danışanın farkında olmadığı duyguları ortaya çıkartarak aslında kendisini
görmesini sağlayabiliriz.
Empati gerek günlük hayatımızda gerek terapi odasında oldukça önemli bir kavram olduğunu umarım anlatabilmişimdir. Daha somut bir örnek vermek gerekirse günlük hayatta nasıl paranız olmadan dışarı çıkmıyorsanız terapi odasında da cebinizde empatiniz yoksa danışandan değişiklik beklemeniz de yersiz olacaktır.
YORUMLAR:
0 comments: