Bu Blogda Ara

slider

Son Paylaşılan

Navigation

Pamuk Prensesin İç Yüzü

Çoğu zaman çocuğu oyalamak için veya uyku öncesi seremoninin bir parçası olarak anlatılan peri masalları çocuğunuz için yalnızca bir eğlence aracı olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. 

Bu masallar ebeveynler ne kadar farkında olmasa da çocuk için derin anlamlar ifade ediyor. Masallar kaynağını ne kadar bireysel arzulardan almış olursa olsun halk anlatı geleneğine dayandığı için yaşamaya sürmesi toplumsal kabule bağlıdır. Bu sebeple iktidarı sorgulayan değil ona destek veren fon ne kadar fantastik olursa olsun aşk ve aile ilişkilerinde bir kalıbı sağlamlaştırmanın ötesine geçmeyen cinsiyetçi masallar yayılmış ve kabul görmüştür. Masalların özünde ne kadara idolojik bir yön olursa olsun biliçdışının simgeleriyle görünür mesajın altına görünmez labirentler kurarak mesajını tam da ulaştırmak istediği yere eksiksiz bir biçimde kodlar.

‘’ Periler diyarı tehlikeli bir ülkedir bu diyarda ihtiyatsızlar için tuzaklar, fazla cesur olanlar için de zindanlar vardır.’’

TOLKİEN

 Pamuk prenses ve yedi cüceler masalının oluşum hikayesine göz atacak olursak:

 Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, ilk defa 1812 senesinde Alman Grimm Kardeşler tarafından derlenmiş ve basılmış olan bir halk masalıdır. Ancak bu masal çocukların eğlenmesi için oluşturulmuş kolay bir hikayeden bütünüyle uzaktır. Çünkü karakterler esasında gerçekte bambaşka bir şeyi simgeliyorlar. 1729 senesinde Jacob ve Wilhem Grimm kardeşler bir emaneti teslim etmek üzere Frankfutta yaşamakta olan Rudi Völlerin evine giderler. O gece Völler Grim kardeşlerden kendisi için bir hikaye yazmalarını ister. Geceleri şömine karşısında okuduğu pornografik hikayeler artık onu tatmin etmemektedir. Völlerin özelliikle istediği cinsel sapkınlık temalarını içerisine alabilecek bir hikaye yazmaları gerekiyor bu nedenle de Freyja nın cücelerle olan ilişkisinden ilham alırlar. Freyja İskandinav mitolojisinde aşkın ve cinselliğin tanrıçasıdır. Mitolojideki hikayeye göre; Alfrigg, Berling, Grerr ve Dvolin isminde dört cüce harika bir gerdanlık yaparlar. Frejya bu gerdanlığı alabilmek için cücelerle sıkı ve uzun süren bir pazarlığa girişir ve pazarlık neticesinde gerdanlığı alabilmek için cücelerle bir gece geçirmeye karar verir. Grimm’ler Frejya’nın hikayesini Dante’nin İlahi komedya‘sıyla, eski dönemlerin gotik halk esatirleriyle harman yaparak, içerisine de Völler’in istediği cinsel eğilimleri de katarak Pamuk Prenses, yani orjinal adı ile söyleyecek olursak “Maria Sophia Margerete Christina Von Erthal” ve yedi ölümcül günah isimli grotesk pronografik öyküyü yazdılar. Masaldaki yedi büyük günah Anger, Averice, Envy, Gluttony, Lust, Pride ve Sloth… yani öfke, açgözlülük, kıskançlık, oburluk, şehvet, gurur ve tembellik.

  Pamuk prenses kötü kalpli ve kıskanç üvey annesi tarafından ondan daha güzel olduğu için öldürülmek üzere ormana gönderilen ve ormanda cücelerle birlikte yaşamaya başlar. Sonrasında üvey annesi onun ölmediğini öğrendiğinde onu çeşitli yollarla oyuna getirerek öldürmeye çalışır ve en sonunda pamuk prenses tam da öldüğü sırada beyaz atlı prensinin gelip onu öptüğü ve sonsuza kadar beraber mutlu başından geçenleri anlatan bir masaldır

 Masalın iç yüzünün çocuğumuzun bilinçdışına nasıl yansıdığına bakacak olursak:

  Masal annenin ‘’ keşke kar gibi beyaz tenli kan gibi kırmızı yanaklı simsiyah saçlı bir kızım olsaydı’’ sözleri ile başlıyor. Burada cinsel masumiyet ve beyazlık kırmızı kan ile sembolize edilmiştir cinsel arzu ile zıttır. Çocuk küçük bir miktar kanamanın(bilinç dışında seks ile beraber) hamilelik için bir ön koşul olduğunu öğrenir. Çünkü ama bu kanama sonrası doğum olmaktadır. Çocuk kanama olmadan bir çocuğun hatta kendinin bile doğamayacağını öğrenir. Annenin masalın başında ölmesi ve üvey annenin gelmesi pamuk prenses yedi yaşındayken olur bu yaş çocuğun cinsel farkındalıkları algılamaya anneyi rakip olarak görmeye başladığı bir yaş olarak anlamlıdır. Üvey annenin pamuk prensesi öldürüp kalbini istemesi çocuğun anne karnına dönme arzusunu yansıtır ayrıca pamuk prensesin öldükten sonra cam tabuta konulması da anne karnının saydamlığını ifade eder. Ayrıca tüm umutların tükendiği bir anda prensesin karşısına çıkan yedi cücelerin evi anne karnındaki hayatın güvenilirliğini ve korunaklı oluşunu temsil eder. Kılık değiştiren üvey annenin pamuk prensesi görmeye geldiğinde elma getirmesi yasak meyve olan elma bu evredeki çocuğa yasak olan anne memesini ifade eder. Masalda Pamuk Prensesin bir taraftan büyümek isterken bir yandan da anne karnına dönmek arasında kararsız kaldığını görürüz.  Fakat masalın sonunda prensin pamuk prensesi kötü üvey annenin tuzağından kurtarması kızın geriye gitmek yerine baba figürü prensin de yardımı ile gelişimi tercih ettiğini görürüz bu da artık anne karnına dönüşün olmadığını çocuğa gösterir. Yedi cüceler masalda pamuk prensese evini açar ama ondan evini temizlemelerini yemeklerini pişirmelerini isterler yani bir nevi yardımcı, hizmetçi olarak almışlardır. Özellikle ev işleri konusundaki beklentilerini dile getirmeleri masalı dinleyen çocuğa küçük de olsa prenses de olsa vakti geldiğinde bazı sorumluluklar üstlenmek mecburiyetinde kalacağını bir şeyler alıyorsa eğer kendisinin de bir şeyler vermesi gerekli olduğu hiçbir şeyin karşılıksız yapılmadığı mesajı verilir. Burada verilen örtük mesaj ev işlerinin bayanların yapması gerekli olduğu mesajıdır. Toplumsal roller bakımından erkek işe gidip çalışır ve para kazanır kadın ev işlerini yapar kadın kocası eve yiyecek getirdiği için ona muhtaçtır ve itaat etmesi gerekir mesajı verilir. Üvey anne aynada gördüğü bayanın dünyanın en güzel kadını olmaması fikrini kabullenemez bu da anne kız arasındaki öidipal rekabeti yansıtır. Çocuk bu dönemde babasına düşkündür annesi rekabet halindedir bu da yani çocuk annesini hikayedeki üvey annesinin yerine koyar ve annesinden nefret etmesine sebep olabilir ve bu evreyi daha sağlıklı bir biçimde atlatamamasına saplantılı kalmasına sebep olabilir. Masalın sonuna doğru pamuk prenses cam bir tabutun içinde ormana bırakılır. Bu da evde pencere kenarında taliplerini bekleyen kızlara benzetilebilir. İlk öpücükle hayata geri dönen prensesin öpülme sebebi ise erkeğin sevgisi değil kızın güzelliğidir. Cinselliğin simgesi olan camın tabut formunda karşımıza çıkması muhafazakarlık olarak bekareti temsil eder. Öte yandan yedi cücelerin bakire bir kıza yaktıkları ağıt şehevi isteklerinin gizliliğinden ve iğdiş edilme korkularından kaynaklanır. Onu ölüme sürükleyen üvey annedir ve prensin öpücüğüyle aitlik ilişkisi değişir. Ardından simgesel olarak üvey anne ölür kız artık o aileye ait değildir burada da evlenince ailenin sorumluluğundan çıkacak artık kocanın sorumluluğunda olacaksın mesajı verilir. Ergin olmanın ön şartı olarak kabul gören cinsel birleşme yani onun simgesel anlatımı olan öpüşme vefatı sona erdiren öğe olmanın beraberinde orgazmın- küçük ölüm – ile uyumludur. Doğa ölüm cinsel birleşme ve evlilik sonrasında da sorumluluğun eşine geçtiğinin çocukluğun bittiğinin kadın olunduğunun ilan edilmesi ile ifade edilir. En sonunda prens prensesi alır atına bindirir ve kendi ülkesine götürerek orada bir ömür mutlu yaşadıkları anlatılır burada ise evlenince bütün dertlerin biteceği her şeyin düzene gireceği evlenip gittiği yerde hiçbir sorunla karşılaşılmayacağı evliliğin daima mutluluk getirdiği mesajı verilir. Aynı zamanda bu masal çocukları evden kaçmaya da teşvik edebilir. Çünkü pamuk prenses ancak evden kaçtığı zaman prensine kavuşabilir. Aile evi daima en kötüsüdür evlendiğin gittiğin yer aile evinden daima daha iyidir anlayışı kazandırılmaya çalışılır. Burada bayanın toplumsal rollerinin çocuğa kazandırılması amaçlanmıştır. Sen bir kadınsın kendi başına hareket ettiğin zaman başına felaketler gelir pamuk prensesin ormanda kaybolması gibi ama kocan yanında olduğu zaman sana hiçbir şey olmaz o seni korur kollar onun dediklerini yaparsan mutlu olursun evlendiğin adama itaat etmelisin mutlak huzur ancak böyle olur. Sen alttan alacaksın kocanı memnun edeceksin gibi toplumsal mesajlar çocuğun bilinç dışına bu biçimde nakliye yapılır. Feminenlikten yoksun alışılmış aile modelini sürdürmeyi amaçladıkları bu masalda eskiden beri süregelen bu anlayış artık modernleşen dünyamızda pek de hoş karşılanmamaktadır. Geleneksel aileden gelen ve modern aileden gelen iki insan evlendiği zaman çoğu zaman anlaşamamaktadır. Kadın cinayetlerinin pek çok sebebi de bu yüzdendir. Geleneksel anlayışa sahip erkeğin bir kadınla evlendiği zaman beklediği muameleyi görememesi çoğunlukla çatışmaya sebep olur. Buna bir çözüm olarak masalın sonu şu biçimde değiştirilebilir

  Pamuk prenses prensle beraber evlerinin yolunu tutarlar sonra pamuk prenses prensin şirketlerinin birinde işe girer prens ve prenses beraber işleri yürütür akşam beraber eve gelip yemek hazırlayıp keyifle yemeklerini yerler eğer isterlerse bir çocuk sahibi olabilirler. Ama bu süreçte hep birbirlerine destek olurlar zor günlerden geçerken birbirlerini hiç yalnız bırakmazlar.

Şeklinde toplumsal rolleri biraz daha değiştirip biraz daha modern hale getirebiliriz.

PAYLAŞ
Banner

YORUMLAR:

0 comments: